top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıBT İzmir

Evde Bakım tanımı ve genel resim hakkında

Güncelleme tarihi: 25 Şub 2020



Dünya’ da Evde Bakım Hizmetlerinin durumu

Dünyada bugüne kadar üzerinde uzlaşma sağlanan bir evde bakım hizmeti tanımı yapılmamıştır. Evde bakım anlamında kullanılan sürekli bakım(continuing care), topluma dayalı uzun süreli bakım (community long term care), evde uzun süreli bakım (home based long term care) gibi farklı terimlerle karşılaşılmaktadır. Terminoloji ülkeden ülkeye farklı olmasına rağmen temel görüş aynıdır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Evde Uzun Süreli Bakım Çalışma Grubu’nun (Home-Based Long Term Care Study Group) hazırladığı Evde Uzun Süreli Bakım Teknik Raporu’nda ( Home-Based Long Term Care Technical Report) uzun süreli bakım ve evde uzun süreli bakım, tanımları verilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre evde bakım; formal ve informal bakım verenler tarafından ev ortamında bakım hizmeti sunulmasıdır.

DSÖ Evde Uzun Süreli Bakım Çalışma Grubu’nun (Home-Based Long Term Care Study Group) hazırladığı rapora göre ise, evde uzun süreli bakım, var olan sağlık ve sosyal sistemlerin bir parçasıdır ve bakıma gereksinim duyan kişiye aile, arkadaşlar ve komşular gibi geleneksel bakıcılar, gönüllüler (informal care) ve asıl mesleği evde bakım olan kişiler ile bakıma yardımcı kişiler tarafından sağlanan bakım(formal care) etkinlikleridir. İsrail’de ev hastanesi (hospital at home), Amerika Birleşik Devletleri’nde(ABD) evde bakım (homecare), ev hemşireliği (home nursing), Batı Avrupa’da ise evde sağlık bakımı (home health care) ve ev ziyareti (home visiting) sık kullanılan terimlerdir (3). Evde bakım hizmetleri koruyucu-destekleyici (preventive-promotive), tedavi edici (therapeutic), rehabilite edici (rehabilitative), akut - kısa süreli (acut -short term) ve kronik -uzun süreli (long term maintenance) ve palyatif / terminal ( palliative-end of life) bakım şeklinde farklı kapsamlı gruplarda sunulabilir .

DSÖ Evde Uzun Süreli Bakım Çalışma Grubu zamanla dünya populasyonunun sağlık gereksinimlerinde değişiklikler görüleceğini bildirmektedir. HIV/AIDS, Tbc ve malarya morbidite ve mortalitenin temel nedenlerini oluşturmaya devam edecek olmasına rağmen, bulaşıcı olmayan hastalıklar da yetersizliğe neden olacaktır. Son yirmi yılda gelişmiş ülkelerde daha belirgin artış sergilemekle beraber, çoğu gelişmekte olan ülkede yaşlı populasyon % 300 artmış ve artmaya devam etmektedir. Bütün dünya ülkelerinde uzun süreli bakım ihtiyacı artmaktadır.

Uzun süreli bakım, kişinin olası en iyi yaşam kalitesi ve en yüksek bağımsızlık derecesi ile insana yakışan bir yaşam şeklini sürdürmesi temel alındığından kişinin değerlerini, tercihlerini ve ihtiyaçlarını içerir. Bu nedenle uzun süreli bakım, kurumda ya da evde verilebilmektedir. Gelişmiş ülkelerde ekonomik nedenlerden dolayı hastane bakımından, evde ve topluma dayalı bakıma kayma vardır. DSÖ’ nün Evde Uzun Süreli Bakım Teknik Raporu’nun bütününde, uzun süreli bakımın tanımına uygun olarak, uzun süreli sağlık sorunu olan ve günlük yasam aktiviteleri ile ilgili yardıma gereksinimi olan her yaştan kişilerin yeterli kalitede bir yaşam sürdürmesini sağlayacak bakım üzerine vurgulama yapılmıştır (1). DSÖ Evde Uzun Süreli Bakım Çalışma Grubu evde bakım hizmetlerinden yararlanacak hedef kitleyi ise aşağıdaki şekilde bildirmektedir: - Tüberküloz gibi bulaşıcı veya kalp damar hastalıkları, kanser gibi bulaşıcı olmayan kronik hastalığı olanlar; - Etyolojisine bakılmaksızın özürlü olan kişiler; - HIV/AIDS’li kişiler; kaza sonucu sakat kalanlar; - Duyusal kısıtlılığı olanlar; - Mental hastalığı olanlar (depresyondan demansa ) - Madde bağımlıları, - Doğal ya da diğer afet mağdurları. Uzun süreli bakım ihtiyacı; kişilerin yaşamlarının akışı içinde değişim halinde olup, fiziksel, mental ve/veya kognitiv fonksiyonel kapasitelerinin değişiminden ve çevreden etkilenir. Çoğu insan, kapasitelerinin bazıları bozulurken, kaybolan bazı fonksiyonel kapasitelerini yeniden kazanabilir. Bu nedenle ihtiyaç duyulan bakım tipini ve süresini belirlemek genellikle zordur. Uzun süreli bakım esasen günlük yaşam aktiviteleri ve enstrümental günlük yaşam aktivitelerinde bağımlılık durumunun incelenmesine dayanır. Jacopzone tarafından yapılan özürlülük sınıflamasına göre kişinin Günlük Yaşam Aktivitelerinden (GYA) en az birinde tam bağımlılık söz konusu ise ‘Ağır Özürlülük’ olarak tanımlanır. Bu kişi evde ve kurumsal olmak üzere her iki tip bakımı da alabileceği gibi esasen kurumsal bakım için uygun kabul edilmektedir.

ABD’de halen büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu yaklaşık on milyon insan uzun süreli bakım hizmetlerine gereksinim göstermektedir. Bu sayının 2050 yılına kadar iki katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Ülkelerin çoğunda yasalarla evde uzun süreli bakım hizmetleri en az altı ay süre ile gereksinimlerini karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Birçok ülkede, uzun süreli evde bakım, sağlık ve sosyal hizmetlerin bir bölümü veya farklı bir program olarak sunulabilmektedir. Hemen her ülkede, bireyin bakıma muhtaç olup olmadığına ve bakım hizmeti alma gereksiniminde, bakım derecelendirme sistemi uygulanmaktadır. Buna göre, bireyin başkalarının yardımına günlük, haftalık ya da aylık olmak üzere hangi sıklıkta gereksinim duyacağı (bakım saati) saptanmaktadır. Bireyin gereksinim duyacağı olası bakımın saat sayısı, bakıma muhtaçlık derecesini belirlemektedir.

Bakım hizmetlerinden yararlanmada, bakıma muhtaç olunan saat esas alınmaktadır. Örneğin Almanya ve İsrail’ de günde en fazla 2 saat ev hemşirelik hizmetleri karşılanırken, Hollanda’da en fazla 3 saat olabilmektedir. Almanya bakım sigortasında, en alt düzeyde sunulan bakım, gereksinim duyulan bakımın %37’sini oluştururken, en yoğun bakım gereksiniminde de bu sayı, %44’ü olabilmektedir. İsrail’de 1.derecede bakım için, haftada 17.5 saat gerekmesine karşın yalnızca haftada 10 saat sunulmaktadır. Buna göre yaklaşık %57’si bakım sigortası tarafından karşılanmaktadır. Bazı durumlarda gereksinimin %35’i bakım sigortası tarafından karşılanmaktadır. Avusturya’da en yoğun bakım gereksiniminin %16’sı karşılanmakta, en az bakım gereksinimi durumunda da (ayda 180 saatten fazla) 40 saat hemşirelik bakımı ve 80 saat ev yardımları olmak üzere %44’ü karşılanmaktadır. Japonya’da bakım gereksinimini karşılanmasında kapsam geniş tutulmuştur.




Evde Bakım Kapsamında Sunulan Hizmetler

Uluslararası düzeyde evde bakım hizmetlerinde anlaşmaya varılmış çekirdek bir hizmet listesi yoktur. Hizmete duyulan gereksinim ve hizmetin sağlanabilmesi için gerekli koşullar, bu kapsamdaki hizmetleri artırabilir ya da azaltabilir. Bu nedenle her ülke kendi olanakları ve sosyokültürel dinamikleri açısından aralıklı olarak yenileyebildiği bir hizmet listesi oluşturmuştur. Evde bakım hizmetlerinin kapsamı konusunda alınacak kararın çok dikkatli alınması ve topluma oldukça anlaşılır biçimde açıklanması gerekmektedir. Toplumlar gereksinimlerin karşılanmasında, ekonomik koşulların dikkate alınmasında, kişisel ve topluluğa ait tercihlerde, hizmet alanın ve verenin hareketlilik olanağında ve ulaşım olanaklarının sağlanabilirliğinde alternatif yolların göz önüne alınmasını isteyebilirler (1)

Evde bakım hizmetinin öğesi olabilecek hizmetler aşağıda sıralanmıştır.

Evde bakım hizmetinin öğeleri:

- Değerlendirme, izleme ve yeniden değerlendirme

- Sağlığın geliştirilmesi ve korunması, ikincil hastalıkların veözürlülüğün önlenmesi,

- Kişisel bakımın sağlanması (örneğin beslenme, banyo yapma, giyinme), karşılıklı yardımlaşma, kendini savunabilme

- Tıbbi bakım ve hemşirelik bakımı

- Ev işleri hizmeti(temizlik, çamaşır yıkama, alışveriş) Özürlü bireyin gereksinimlerini karşılamak üzere ev ortamında düzenlemeler yapılması

- Sevk işlemi ve kamu olanaklarına ulaşma imkânının sağlanması

- Evde rehabilitasyon hizmeti

- Temel ve özel gereksinimlerin karşılanması, destekleyici aletler, ekipman ve ilaçların sağlanması

- Özelleşmiş destek hizmetleri( inkontinans durumu, demans ve diğer mental sorunlar, vb. için

- Bakım gereksinimi olan kişinin dönem dönem kurumsal bakım alması ile yakınlarının dinlendirilmesine yönelik hizmetler (respite care), bakım öncesinde, sırasında ve sonrasında bakım verenlere destek sağlanması (bakım verenlerin daha iyi hizmet vermelerini sağlayacak eğitim, bilgi, danışmanlık gibi konularda)

- Palyatif bakım (ağrının ve diğer belirtilerinin giderilmesi gibi)

- Danışmanlık ve duygusal destek verilmesi

- Sosyal etkileşimlerin artırılması ve informal ilişkilerin geliştirilmesi

- Üretim ve rekreasyon çalışmaları

- Fiziksel aktivite olanaklarının sağlanması

- Toplumun bakım rolü üstlenme konusunda hazırlanması ve harekete geçirilmesi

Yukarıda sıralanan hizmetlere ek olarak, yiyecek, su ve sanitasyon olanağının sağlanması, yakacak, barınak ve gelir sağlanması; ev, hastane ve kurumlar arası bağlantıların oluşturularak bakımın sürekliliğinin sağlanması; planlama, yönetim ve politika oluşturma amacıyla hastalara ait bilgi toplanması ve kaydedilmesi; denetim ve teknik destek; izleme, değerlendirme ve geri bildirim hizmetleri de bu kapsamda düşünülebilir.


















Evde Bakım Hizmeti Verenlerin Özelikleri ve Evde Bakım Ekibi

Evde bakımın en temel unsuru bakım verecek kişilerdir. Bakımın gerekli olduğu durumlarda eğer aile bireyleri, arkadaşlar, komşular gibi bakıcılar yoksa evde bakımın verilmesi mümkün değildir. Ekonomik yönden geri kalmış bölgelerde ve ülkelerde fonksiyonel olarak bir başkasına bağımlı kişiler için tek bakım kaynağı bu bakıcılardır. Gelişmiş ülkelerde de aileler ve/veya sağlık hizmeti sunanlar dışındaki bakıcılar olmadan evde bakımın sürdürülmesi olanaksızdır (1). Gelişmiş ülkeler; bakım yükünün, ekonomik ve sosyal nedenlerle altından kalkılamayacak boyutlara ulaşacağını öngördüklerinden, sosyal politikaları içinde ailenin desteklenmesini hedef alan bakım sigortası kapsamında yasal düzenlemelere yer vermişlerdir.

Bakımın büyük kısmını üstlenmelerine karşılık bu kişilerin çoğunluğu sağlık bakımı ile ilgili herhangi bir eğitim almamışlardır. Ayrıca hasta bakımı konusunda üstlendikleri rolün bir sonucu olarak kişisel, sosyal ve ekonomik sorunlar yaşamaktadırlar. Asıl mesleği evde bakım olan kişiler gibi bu kişilerin de büyük kısmı kadındır; ayrıca bakım alanların büyük bir kısmını da kadınlar oluşturmaktadır

Hedef kitleye evde bakım hizmeti verecek profesyonel ekip aşağıda sıralanan

kişilerden oluşur:

- Hekim

- Hemşire

- Sosyal hizmet uzmanı

- Psikolog

- Fizyoterapist

- Diyetisyen

- Geriatrist

- İş uğraşı terapisti

- Ev ekonomisti

Bu ekip, toplum kaynaklarının (belediyeler, bakım araç gereçleri üreten kuruluşlar, sigorta şirketleri, sivil toplum örgütleri, değişik bakanlıklar gibi) evde bakım hizmetlerine yönlendirilmesini sağlar. Bu nedenle, evde bakım hizmetinin multidisipliner ve multisektöryel bir hizmet olduğu söylenebilir (10).

Temelde bakım verecek kişiden üstlenmesi beklenen işlevler şunlardır:

- Hastaya duygusal destek sağlamak

- Hasta ile ilgili gözlem yapmak

- Fiziksel destek sağlamak

- Ev işlerinin yürütülmesini sağlamak

- Tedavi planına katılmak

- Yardım istemek

Bu işlevleri gerçekleştirebilmeleri için evde bakım veren aile bireyleri evde bakım ekibinin üyeleri tarafından, verilecek bakım konusunda bilgilendirilir ve yerine getirmeleri beklenen aktiviteler doğrultusunda eğitilirler. Bu süreçteeğitim verilen aile üyesinin öğrenim durumu, kültürel özellikleri, dil özellikleri, emosyonel durumu ve anksiete düzeyi etkili olmaktadır. Ayrıca bakım veren aileüyeleri, bakım sürecinde ortaya çıkabilecek tehlike belirtileri konusunda da farkındalık yaratılmak amacıyla eğitilirler. Bu süreç sonrasında da evde bakım ekibi,aile üyelerinin verdikleri bakımı değerlendirmekle yükümlüdür. Bu ölçekler bakımın olumlu ve olumsuz etkileri, bakım verenlerin özellikleri, bakım verenlere sağlanan sosyal destek gibi alt başlıklarda olabilmektedir. Örneğin, Yang ve arkadaşları tarafından geliştirilen Yetersiz Aile Bakım Kalitesi İndexi’ne (Poor Family Care Quality Index) göre; hastanın yeterli miktarda ve zamanında beslenmesinin sağlanması, kişisel hijyenine (yıkanma, giyinme, taranma) yeterli düzeyde yardımcı olunması, giysilerinin temiz ve düzenli olması, ilaçlarını almasının sağlanması, deri bütünlüğünün korunması aile bakımının değerlendirilmesinde kullanılacak temel kriterlerdir. Aile üyelerinin sağladığı bakımın değerlendirilmesi sonrasında ortaya çıkacak gereksinimlere uygun olarak eğitimler sürdürülmelidir.

Aile bireyleri tarafından sağlanan bakımın boyutunun belirlenmesine yönelik olarak yapılan çalışmalar sonucunda Ebeveyn Destek Oranı (Parent Support Ratio) adı verilen bir ölçüt geliştirilmiştir. Ebeveyn Destek Oranı bir toplumda bakım verme sorumluluğunun boyutunun gösterilmesi amacıyla kullanılabilecek bir ölçüttür. Bu oran 80 yaş ve üzeri nüfusun 50- 64 yaş arası nüfusa oranı olarak tanımlanmaktadır.

Beş gelişmiş ülkede yaşayan 50- 64 yaş arası her 100 kişinin bakım verme sorumluluğunu taşıdığı 80 yaş ve üzeri nüfusun yüzde olarak değerlendirilmiştir. Bu bulgulara göre, 1999 yılı itibariyle İsrail toplumunda ebeveyn bakım sorumluluğunu taşıma oranının en yüksek olduğu görülmektedir (%20.1). Bu oran 2025 yılı tahminlerine göre Japonya’da %44. 0 olacaktır. Türkiye’de ise ebeveyn destek oranı 1990 yılı için %7.8 , 2000 yılı için %7.0’ dır.


www.izmirbtdanismanlik.com sitemizi ziyaret ederek evde bakım konusundaki hizmetlerimizi ayrıntılı olarak inceleyebilirisiniz.


Referans


T. C. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Evde Bakım Hizmeti Ve Gelişimi Dr. Filiz Koç Halk Sağlığı Anabilim Dalı Tıpta Uzmanlık Tezi Tez Danışmanı Doç. Dr. Didem Arslantaş Eskişehir 2009

591 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page